Burun Gerisine Akıntı

Geniz akıntısı nedir?
Geniz akıntısı burundan geriye, boğaza doğru değişik kıvamda ve miktarda salgı akmasıdır. Akıntı normal fizyolojik aktivite sonucunda da olmaktadır. Bazı hastalıklar sonucunda akıntı değişime uğradığından, kişi rahatsızlık hissetmektedir.

Neden meydana gelir?
Öncelikle normal burun ve sinüs fonksiyonlarının bilinmesi gerekmektedir. Burun ve sinüsler salgı yapan hücreler içermektedir. Bu hücreler yapışkan ve sulu özellikte salgı üretmektedir. Bu salgı havayı nemlendirir, içerisinde mikroplara karşı antikor denen proteinler barındırır. Miktarı günde 250-500 cc kadardır. Mukus (salgı) örtüsü tüm sinüs ve burun içi dokuların üzerini örtmektedir. Bu mukus örtüsü hava yoluyla burun içi ve sinüslere ulaşan organik (bakteri, polen) ve inorganik (toz parçacıkları) maddeleri tutmaktadır. Bu salgının kalınlığı 0.2-0.8 mm’dir. Eğer bu mukus örtüsü sürekli olarak yerinde durursa, üzerine yapışmış olan bakteriler üremeye başlar ve enfeksiyona yol açar. Bu nedenle normalde sürekli olarak üretilen bu salgının ortamdan uzaklaştırılması gerekir. Bu görevi burun ve sinüsleri örten hücrelerde bulunan mikroskopik tüycükler yerine getirir. Saniyede 12 kez itme hareketi yapan bu tüycükler mukus örtüsünü dakikada 3-25 mm’lik hızla ilerletir. Bu taşıma işlevi burun ve sinüslerden genize doğrudur. Mukus salgısı genizden aşağı doğru iner ve yutulur. Normalde bu işlevler bizi rahatsız etmez.

Geniz akıntısının anormal olmasının nedeni nedir?
Anormal akıntı, normal fonksiyonların bozulması sonucunda karşımıza çıkar. Bozukluk çeşitli şekillerde olabilmektedir: Salgı azalması, salgının aşırı derecede koyulaşması, salgının aşırı derecede artması, salgının enfekte karakter kazanması, salgının taşınmasının bozulması gibi. Fonksiyonların bozulmasına birçok faktör neden olmaktadır. Ortam havasının kuru olması, enfeksiyonlar, salgı hücrelerinin yapısının değişmesi, salgıyı taşıyan tüycüklerin fonksiyonunun bozulması, salgı kontrolünü yapan sinirsel uyarıların bozulması, soğuk hava, parlak ışık, alerji, bazı besinler ve baharatlar, gebelik, hormonal değişiklikler, doğum kontrol hapları, bazı ilaçlar, genetik bozukluklar (hareketsiz tüycük sendromu) ve burun içi anatomik yapılardaki değişiklikler. Alerjik burun hastalıkları ve soğuk algınlığının başlangıcında mukus salgısı şeffaf ve bol miktarda olmaktadır. Soğuk algınlığının ilerlemiş aşamalarında salgı koyulaşıp sarı veya yeşil renge dönüşebilir. Bu durum bakteriyel bir enfeksiyonun (sinüzit) belirtisidir. Burundan gelen sarı-yeşil renkli akıntı, burun içine kaçırılmış yabancı cisimlere de (fasulye, bezelye, kâğıt, oyuncak parçası vb.) bağlı olabilir. Yabancı cisim sorunları özellikle çocuklarda görülür.
Salgı neden azalır?
Çevresel faktörler: Hava kirliliği (sigara dumanı, endüstriyel dumanlar, egzoz gazları), özellikle kışın klima ve kaloriferle ısınma sonucunda havanın kuruması Yapısal bozukluklar:

Burun orta bölmesinin aşırı eğriliklerinde hava akımının mukozayı kurutabilmesi

Sinüzit

Yaş: Yaş ilerledikçe mukoza yapısının değişerek, daha az ve kıvamlı salgı üretilmesi

Anormal salgı belirtileri nelerdir?
Salgı azalmış veya kıvamı artmışsa, kişi normalde farkına varmadan yuttuğu salgıyı hissetmeye başlar. Yutkunma sırasında takılma hissi, sürekli yutkunmaya çalışma, boğazını temizleme ihtiyacı görülebilir.

Alerjik hastalıklarda bol miktarda sulu ve köpüklü salgının genizden aktığı hissedilir. Ayrıca aynı özellikteki salgı burundan dışarıya da akar.

Sinüzitlerde hem genizden aşağıya hem de burundan dışarıya daha kıvamlı, sarı-yeşil, bazen kanlı ve kötü kokulu akıntı olur.

Bu belirtiler varsa ne yapmalı? Tedavisi nedir?
Öncelikle anormal salgının hangi nedene bağlı olduğu saptanmalıdır. Teşhisin konmasında detaylı bir kulak-burun-boğaz muayenesi yapılır. Gerektiğinde radyolojik tetkikler ve diğer tıp branşlarından (alerji uzmanı) destek istenir. Salgının azalması veya kıvamının artmasına bağlı durumlarda çevre şartlarının düzenlenmesi (hava kirliliğinden uzaklaşma, sigaranın bırakılması, ortam havasının nemlendirilmesi), kişinin aldığı sıvı miktarının arttırılması, burun içerisinin serum fizyolojik ve özel olarak hazırlanmış deniz sularıyla nemlendirilmesi ve belirli süreyle salgı yumuşatıcı ilaçların kullanılması önerilir. Alerjik hastalık varsa ve alerjiye neden olan faktör biliniyorsa, öncelikle ortamdan uzaklaşılır veya uzak durulur. Alerji uzmanı tarafından hiposensitizasyon (aşı tedavisi) yapılabilir. Alerjiyi kontrol altına almak için çeşitli ilaçlar (antihistaminikler, dekonjestanlar, cromolyn ve steroidli burun spreyleri) kullanılabilir. Antihistaminikler özellikle salgı ve kaşıntıyı azaltıcı etkileri için kullanılır, ancak salgı kıvamını arttırıcı etkileri de olabilmektedir. Dekonjestanlar kan basıncının, prostat büyümesine bağlı şikayetin ve göz içi basıncın artmasına yol açabilmektedir. Steroidli spreyler uzun süre sorunsuz kullanılabilmektedir. Sinüzite bağlı salgı problemlerinde öncelikle sinüzitin tedavisi yapılır. Yeni başlamış bir sinüzit ilaçlarla (antibiyotikler, ağızdan alınan dekonjestanlar, burun spreyleri) tedavi edilir. Eğer kronik bir sinüzit durumu varsa sorunun operasyonla düzeltilmesi gerekebilir.